Sumsub AI ve Uyumluluk Uzmanı Natália Fritzen, işletmelerin Avrupa Birliği Yapay Zeka Yasası düzenlemelerine uyum sağlarken karşılaşabilecekleri zorlukları tartışıyor.
Yapay zeka dünyası, dünya genelinde hükümetlerin yapay zekanın kullanımını düzenlemek için yasalar getirmesiyle büyük bir değişim yaşıyor. AB’de ise AI Yasası, yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanılması için ilk kapsamlı standartları belirlemeye yönelik bir girişim olarak öne çıkıyor. Birleşik Krallık da geride kalmıyor ve benzer düzenleyici çerçeveler yakında devreye girecek. Bu durum, işletmeler için uyum, sorumluluk ve uyum sağlamak için atılacak adımlar konusunda önemli sorular doğuruyor.
Bu zorlukları ve fırsatları ele almak için Sumsub AI ve Uyumluluk Uzmanı Natália Fritzen ile konuşarak, işletmelerin gelişen AI yasaları ortamında nasıl yol alabileceklerini sorduk.
Natália Fritzen, AI and Compliance Specialist at Sumsub
AI Yasalarına Uyum: Proaktif Bir Yaklaşım
AB’nin AI Yasası’ndan etkilenen işletmelerin, yasaya ne ölçüde tabi olduklarını belirlemeleri gerekiyor. Natália, “İlk olarak değerlendirmenizi yapın. Yasaların şirketinizi herhangi bir şekilde kapsayıp kapsamadığını anlamaya çalışın.” diyor. Bu ilk adım çok önemli çünkü Yasa’nın düzenleyici gereksinimleri, AI sisteminin risk seviyesi ve şirketin rolüne bağlı olarak değişiyor. Örneğin, yüksek riskli AI sistemleri daha sıkı bir denetim altına giriyor. İşletmeler, AI sistemlerini dikkatlice sınıflandırmalı ve buna göre uyum sağlama önlemleri almalı.
Natália, hızın kritik olduğunu vurguluyor: “Şirketlerin AI yasalarına hızlı bir şekilde tepki vermesi, işletmelerinin potansiyel risklerini ve sorumluluklarını değerlendirerek hızla uyum sağlamaları çok önemli.” Ne kadar hızlı uyum sağlanırsa, riskler o kadar iyi yönetilebilir ve yeni yasal gereksinimlere uyum sağlanabilir.
AB AI Yasalarının Küresel Etkisi
AB AI Yasası’nın dikkat çeken bir yönü de, yasaların uluslararası uygulanabilirliğidir. Natália, “AI Yasası yalnızca AB merkezli işletmeleri değil, dünya çapında AB’deki etkileri olan AI sistemlerini sağlayan şirketleri de kapsıyor. Yani, eğer işletmeniz AB’de etki yaratabilecek AI sistemleri sağlıyorsa, bu sistemin Yasa’ya uygun olması gerekiyor.” diyor.
Bu, AB’deki ürünlerini satan yabancı şirketlerin de bu yasaya uymak zorunda olduğu anlamına geliyor. Natália, bu durumun küresel şirketlerin düzenlemelerden kaçmasını zorlaştırabileceğini belirtiyor.
Yürürlük Takvimleri ve Uygulama Zorlukları
AB AI Yasası’nın yürürlüğe girmesi, AI sistemlerinin risk kategorisine bağlı olarak farklılık gösteriyor. Natália, “Yasaya aykırı sistemler ile ilgili hükümler hızla uygulanacak ve yasaların yürürlüğe girmesinden sadece 6 ay sonra geçerli olacak. Ancak yüksek riskli sistemlerle ilgili hükümler için 24 ila 36 ay arasında bir geçiş süresi bulunuyor.” diyor.
Bu zaman dilimleri şirketlere biraz esneklik sunsa da, Natália, yasanın etkinliğinin ne kadar yaygınlaşacağı konusunda AB kurumlarının kararlılığına bağlı olduğunu vurguluyor. AI Ofisi, uyumu sağlamak için kılavuzlar ve etik kurallar yayımlayacak ve bu alanda büyük bir rol oynayacak.
Ancak, AI tarafından üretilen içeriklerin su işaretleri ile işaretlenmesi gibi bazı hükümler, uygulama açısından soru işaretleri yaratıyor. Natália, “Birçok uzman, teknolojinin teknik uygulanabilirliği ve doğruluğu konusunda endişelerini dile getiriyor. Bu alandaki düzenlemeler henüz önemli teknik detaylar ve yeterli güçlü uygulama mekanizmaları içermiyor.” şeklinde belirtiyor.
AI İle İlgili Risklerin Azaltılması
Yasaların toplum güvenliğini sağlama amacı güderken, şirketlerin de kendi güvenliklerini sağlamak için proaktif adımlar atması gerektiğini söylüyor Natália. “AI’nin güvenli bir şekilde kullanılmasının yanı sıra, şirketlerin AI ile ilgili dolandırıcılık risklerinden korunmak için önlem almaları gerekir.”
AI destekli dolandırıcılık ağları, bankacılık gibi sektörleri hedef alarak her geçen gün daha da sofistike hale geliyor. Natália, çevrimiçi hizmetlerin her 100 kullanıcısından birinin dolandırıcılık ağlarına bağlı olduğunu ve bunun finansal kurumlar için büyük bir risk oluşturduğunu belirtiyor.
Bir çözüm, AI’yi AI ile mücadelede kullanmak. “Örneğin Mastercard, jeneratif AI kullanarak dolandırıcılık tespit oranını iki katına çıkarmayı başardı,” diyor. Bu, gelişmiş AI sistemlerinin dolandırıcılığı tespit etme ve önleme potansiyelini gösteriyor ve işletmeler ile müşterilerini koruyor.
Sonuç
AB AI Yasası ve benzeri düzenlemeler, AI kullanan işletmeler için yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Hızla hareket ederek, yükümlülüklerini anlayarak ve AI’yi sorumlu bir şekilde kullanarak, şirketler uyum sağlama zorluklarını yenilik ve büyüme fırsatlarına dönüştürebilir.